Kategori

Ne Demek?

Kategori

idealist (isim) İdealist, mefkureci, ülkücü An idealist must be capable of facing the results of his/her actions. (Bir idealist, yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşebilir olmalıdır.) The idealists gained power in the party after the congress. (Kongre’den sonra idealistler partide güç kazandı.) Diligence is the most important character trait in the eyes of an idealist. (Çalışkanlık bir idealistin gözünde en önemli karakter özelliğidir.) Plato is the most important thinker of idealist philosophy. (Plato idealist felsefenin en önemli düşünürüdür.)…

draw (fiil) Çizmek She draws very beautiful paintings. (O çok güzel tablolar çiziyor.) An architect draws building plans. (Bir mimar bina planları çizer.) Çekmek (nesneyi) Draw the table from behind the wall. (Masayı duvarın arkasından çek.) Çekmek (cezbetmek) Male sparrows sing in order to draw the female ones. (Erkek serçeler, dişileri kendilerine çekmek için öterler.) Çekmek (mekana) The World Cup will draw thousands of tourists to France. (Dünya Kupası, Fransa’ya binlerce turist çekecek.) draw (isim)…

date (isim) Tarih, zaman 10 June 1988 is the date of my brother’s birth. (10 Haziran 1988 ağabeyimin doğum tarihidir.) On the date of 1881, Mustafa Kemal Atatürk was born. (1881 tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk doğmuştur.) The start date of the school is October the 3rd. (Okulun başlama tarihi 3 Ekim’dir.) Randevu, buluşma The first date with her was awesome. (Onunla ilk randevu olağanüstüydü.) I will ask her out on a date. (Ona buluşma teklifi…

trend (isim) Akım, moda Hot colours is the new trend in fashion. (Sıcak renkler şimdi yeni moda.) The new trends in public health had shown up after the pandemic. (Pandemiden sonra halk sağlığı alanında yeni akımlar ortaya çıkmaya başladı.) Posting childhood photos became a new trend in social media. (Çocukluk fotoğraflarını paylaşmak sosyal medyada yeni bir trend haline geldi.) Yönelim, meyil The trend of the valley reach out toward the coastline. (Vadinin yönelimi sahil şeridine…

snob (isim, sıfat) Züppe, burnu havada kimse, snop She was living in a snob neighboorhood for a long time, she decided to move.(Uzun zamandır züppe bir mahallede yaşıyordu, taşınmaya karar verdi.) He always thinks that being a snob is a cool thing.(O her zaman burnu havada olmanın havalı bir şey olduğunu sanır.) The way their family act is so snob.(Onların ailesinin davranış tarzı çok burnu havada.) Jim tells he hates snob people. But his best…

viral (isim) İnternette popüler olan Sally posted a video of himself singing and dancing on TikTok and it went viral.(Sally, Tiktok’ta şarkı söyleyip, dans ettiği videoyu yükledi ve bu video internette çok popüler oldu.)Back in the days people used to shot a video on Vine most of these videos went viral.(İnsanların eskiden Vine’da video çektikleri günlerde bu videoların çoğu internette çok popüler olurdu.) Student: What is the meaning of viral?(Öğrenci: Viral ne demek?)Teacher: Viral means…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE