cut (fiil) Kesmek, biçmek, makas vurmak, doğramak I accidentally cut my hand yesterday while walking through the woods.(Dün ormanda yürürken kazara elimi kestim.) A master tailor knows very well where to cut the fabric.(Usta bir terzi, kumaşı nereden keseceğini çok iyi bilir.) Nature is dying every day with these cutted trees.(Doğa bu kesilmiş ağaçlarla beraber her gün ölüyor.) Tailors are using special cutting methods and using the scissors like an artist(Terziler özel kesme yöntemleri kullanıyor…

Suit Türkçe ne demek? suit (isim) dava Filed a suit against the company that had manufactured the faulty heater, claiming they were responsible for the fire.(Kusurlu ısıtıcıyı üreten şirkete yangının sorumlusu olduğu iddiasıyla dava açıldı.) Next morning I will go to the most important suit of my career so I have to go to bed and get up early.(Yarın sabah tüm kariyerimin en önemli davasına gideceğim yani uyuyup sabah erken kalkmak zorundayım.) takım elbise He…

vinegar (isim) Sirke This shop sells handmade apple vinegar and it’s very high quality. (Bu dükkan el yapımı elma sirkesi satıyor ve çok oldukça kaliteli.) In a nostalgic Turkish movie, a married couple gets divorced over a debate about whether pickles will taste better when made with vinegar or lemon juice. (Nostaljik bir Türk filmimde, evli bir çift turşunun sirkeyle mi yoksa limon suyuyla mı yapıldığında daha lezzetli olacağı hakkında bir tartışma yüzünden boşanır.) I…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE