slim (sıfat)

  1. Küçük, zayıf, ince
  • I fell in love with a t-shirt in the store but unfortunately, there were no slim size left.

(Mağazadaki bir t-shirte aşık oldum ama maalesef küçük bedeni kalmamıştı.)

  • I am on a diet so in the breakfast, I eat a slim cheese, third or four olives, one boiled egg, some tomatoes and cucumbers and a slice of bran bread.

(Diyette olduğum için kahvaltıda küçük miktar peynir, üç yada dört zeytin, bir haşlanmış yumurta, biraz domates salatalık ve bir dilim kepek ekmeği yiyorum.)

  • I bought a ticket but there is only a slim chance to win this lottery.

(Bir piyango bileti aldım ancak piyangoyu kazanmak için oldukça küçük bir şansım var.)

slim (fiil)

  1. Küçük bir görünüm vermek
  • I think they slimmed these pancakes in the advertisements.

(Bence reklamlardaki pankeklere küçük bir görünüm veriyorlar.)

Slim Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Fine
  • Hairline
  • Narrow
  • Needlelike
  • Paper-thin
  • Skinny
  • Slender
  • Slim-jim
  • Thin
  • Ultrathin