Up ne demek? up (zarf) yukarı Don’t put these glasses up on the top shelf. I can’t even reach them.(Bu bardakları yukarı, üst rafa koymayın. Onlara ulaşamıyorum bile.)When see saw Jeff after a long time, Josephine started jumping up and down because of happiness.(Uzun bir süre sonra Jeff’i gördüğünde, Josephine mutluluktan yukarı aşağı zıplamaya başladı.) Student: What does up means?(Öğrenci: Up ne demek?)Teacher: Up means upward.(Öğretmen: Up yukarı demektir.) up (fiil) yükseltmek, artırmak If we…
Pretty ne demek? pretty (sıfat) şirin, tatlı, güzel, hoş Oh my God, what a pretty dress you are wearing right now!(Aman Tanrım, ne hoş bir elbise giyiyorsun şu an!)She is one of the prettiest girls I’ve ever met.(Tanıdığım en şirin kızlardan biri.)This room has a very pretty view.(Bu odanın çok güzel bir manzarası var.)Student: What is the meaning of pretty?(Öğrenci: Pretty ne demek?)Teacher: Pretty means cute.(Öğretmen: Pretty tatlı demektir.) pretty (zarf) oldukça, bayağı The house we…
Mizah kültürden kültüre farklılıklar gösterir. Bizi güldüren şeyler başka bir kültürü güldürmeyebilir. Ancak bu listede yer alan İngilizce komik sözler evrensel normları yakalamaya aday gibi görünüyor. Eğer güldürmek istediğiniz kişiye aynı zamanda aşıksanız, İngilizce aşk sözleri yazımızı ziyaret edebilirsiniz. İngilizce Komik Sözler ‘‘Life is short. Smile while you still have teeth.’’”Hayat kısa. Henüz dişlerin varken gülümse.”‘‘Behind every successful man is a surprised woman.’’‘‘Her başarılı erkeğin arkasında şaşırmış bir kadın vardır.’’‘‘Am I perfect? No. But am…
İngilizce İnstagram biyografi sözleri paylaşarak sosyal medyadaki en etkili hesaplardan bir tanesi olmak ister misiniz? Arkadaşlarınızın İngilizce seviyeniz karşısında hayran kalmasını sağlayacak üstelik birbirinden özel anlamları ile sevdiklerinizin de ilgisini çekecek kısa ve havalı İngilizce İnstagram sözleri arasında sizler için en uygun olanını seçmeye hazır olun. İşte o birbirinden özel cümleler! İngilizce İnstagram Sözleri Be the change you want to see in the world.Dünyada görmek istediğin değişimin kendisi ol. Happiness is not something readymade. It…
Press ne demek? press (fiil) basmak, bastırmak, baskı yapmak Don’t press every button you see. It might be dangerous.(Gördüğünüz her düğmeye basmayın. Tehlikeli olabilir.)Jeff pressed his face against the window of the bus.(Jeff yüzünü otobüsün penceresine bastırdı / dayadı.)Student: What is the meaning of press?(Öğrenci: Press ne demek?)Teacher: Press means to urge.(Öğretmen: Press zorlamak demektir.) baskı yapmak, zorlamak The police pressed him for more information.(Polis, daha fazla bilgi için ona baskı yaptı.) suyunu çıkarmak, ezmek Can…
Nick ne demek? nick (fiil) çalmak, kazıklamak, dolandırmak I can’t believe I’ve had my phone nicked again.(Telefonumu tekrar çaldırdığıma inanamıyorum.)I don’t trust Clara. She is trying to nick me all the time.(Clara’ya güvenmiyorum. Her zaman beni kazıklamaya çalışıyor.) Student: What is the meaning of nick?(Öğrenci: Nick ne demek?)Teacher: Nick means to scam.(Öğretmen: Nick dolandırmak demektir.) tam zamanında yakalamak / tutuklamak The police nicked Tommy for driving too fast.(Polis, Tommy’i çok hızlı araba kullandığı için tam zamanında…
Need Türkçe ne demek? need (fiil) ihtiyaç duymak, gerekli olmak I wish I was brave enough to tell him that I need him.(Keşke ona ihtiyacım olduğunu söyleyecek kadar cesur olsaydım.)Jeff didn’t need any proof to believe in her.(Jeff’in ona inanması için herhangi bir kanıta ihtiyacı yoktu.)Be quiet, kids. Your mom needs to rest.(Sessiz olun çocuklar. Annenizin dinlenmeye ihtiyacı var.)Student: What is the meaning of need?(Öğrenci: Need ne demek?)Teacher: Need means to require.(Öğretmen: Need ihtiyaç duymak demektir.)…
Hit Türkçe ne demek? hit (fiil) çarpmak, vurmak, isabet etmek My head hurts. Probably because I hit it on the shelf this morning.(Başım ağrıyor. Muhtemelen bu sabah rafa çarptığım içindir.)Nancy, stop hitting your brother!(Nancy, erkek kardeşine vurmayı kes!)I heard Jeff and Josephine were in a car accident. They hit the car to a tree.(Jeff ve Josephine’in trafik kazası geçirdiğini duydum. Arabayı bir ağaca çarpmışlar.)Try to hit the target.(Hedefe isabet etmeye çalış.)Student: What is the meaning…
Hate Türkçe ne demek? hate (fiil) nefret etmek, kin beslemek I hate summer. I am more like a winter person.(Yazdan nefret ederim. Ben daha çok kış insanı gibiyim.)John and Samanta always hated each other. They can’t work at the same job.(John ve Samantha birbirlerinden her zaman nefret ettiler. Aynı işte çalışamazlar.)Since I was a little child, I hate speaking in public.(Küçüklüğümden beri toplum içinde konuşmaktan nefret ediyorum.)Student: What is the meaning of hate?(Öğrenci: Hate ne demek?)Teacher:…