always (zarf)
- Hep, her zaman, daima
- My mom has always taken care of us.
(Annem hep bize baktı.)
- I always pictured myself living away from the city.
(Kendimi her zaman şehirden uzakta yaşarken hayal ettim.)
- Jack’s grandmother said to him “Be always honest.”.
(Jack’in babaannesi, ona “Her zaman dürüst ol.” dedi.)
- Is this place always like this?
(Bu mekan her zaman böyle midir?)
- Amy always liked living on the edge.
(Amy hep sınırlarda yaşamayı sevdi.)
- I always wanted to visit London but it never happened.
(Her zaman Londra’ya gitmeyi istemişimdir ama bu hiç olmadı.)
Always Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- As always: Her zamanki gibi
- Always to have: Eksik etmemek
- Nearly always: Hemen hemen her zaman
- Same as always: Her zamankinden
Always Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Every time
- All the time
- Consistently
- Without exception
- No matter what
- Forever
- Permanently