live (fiil) Yaşamak, ikamet etmek, ömür geçirmek, naklen, zinde They live in a two-story, blue-colored detached house. (Onlar iki katlı, mavi renkte olan müstakil bir evde yaşıyorlar.) Did you know that tortoises can live up to 200 years old? (Kara kaplumbağalarının 200 yaşına kadar yaşayabildiklerini biliyor muydun?) live (sıfat) Canlı, canlı yayın It is necessary to be extremely careful in live animal markets due to the risk of infectious diseases. (Canlı hayvan pazarlarında bulaşıcı hastalık…

How much ve how many İngilizcede bir şeyin miktarına yönelik soru sormak üzere kullandığımız bir kalıptır. İngilizce öğrenmeye karar verildikten sonra gerek konuşmalarda gerekse yazışmalarda çok karşılaşacağınız bu kalıpları öğrenmek miktarla ilgili soru sorarken ve sorulara cevap verirken işinize yarayacaktır. Konu anlatımına ve cümle örneklerine değinmeden önce ‘’How Many’’ ve ‘’How Much’’ arasındaki farkı bilmek çok önemlidir. Bu fark şu şekildedir: ‘’How Many’’ sayılabilen yani countable nesnelere yönelik kullanılmaktadır. Örneğin size orada kaç tane sandalye…

loading (isim) Yükleme When you see a loading screen, don’t shut it down because the installation process is in progress. (Eğer yükleme ekranı görürsen sakın kapatma çünkü kurulum işlemi devam etmektedir.) The loading has been going on for 8 hours and it is getting very annoying. (Yükleme 8 saattir sürüyor ve çok sinir bozucu olmaya başladı.) There was a wage crisis at loading department that’s why the shipment had been delayed. (Yükleme departmanında ücretlerle alakalı…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!