loser (isim) Kaybeden kişi, mağlup Our high school football team is always a loser this year. (Bu sene lise futbol takımımız hep kaybeden oluyor.) I think the president will be the loser on the next elections. (Bence başkan gelecek seçimde kaybeden bir kişi olacak.) Ezik kimse, başarısız kimse, beceriksiz kimse Don’t waste your time with that loser, you should break up with him. (O ezikle vaktini kaybetme, ondan ayrılmalısın.) I was a loser in highschool…

left (sıfat) Sol Bir kişinin ya da nesnenin kuzeye bakarken batıda olan bir şeyin üzerinde, ona doğru ya da onunla ilgili bir şeyi ifade etmesidir. His left arm was broken. (Onun sol kolu kırılmıştı.) Radikal, reformcu veya sosyalist görüşleri destekleyen bir kişi veya grupla ilgili de kullanılabilmektedir. He was very interested in left politics. (Sol siyaset ile oldukça ilgilenen bir insandı.) Bırakılan, bırakılmış, kalmış Is there any milk left in the refrigerator? (Buzdolabında hiç süt…

Relax Türkçe ne demek? relax (fiil) Rahatlamak Thanks to the surgery operated by the doctor expert in his area, he relaxed, and he is now able to go out more often. (Alanında uzman bir doktor tarafından yürütülen ameliyat sayesinde rahatladı, ve artık daha sık dışarı çıkıyor.) Student: What does relax means?(Öğrenci: Relax ne demek?)Teacher: Relax means calm.(Öğretmen: Relax rahatlamak demektir.) Dinlenmek With the end of the 2020, we all need to relax some time before…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!