“Eskiden oralar hep dutluktu!” cümlesini büyüklerimizden pek çok kez duymuşuzdur. Peki bu cümlenin İngilizcede nasıl ifade edilebileceğini hiç merak ettik mi? İşte bu noktada used to kullanımı devreye giriyor.

İngilizce öğrenmek adına ilk adımlarını atanlar için en büyük ikilem cümleler için doğru zaman zarflarını seçmektir. Böyle bir cümle ile karşılaşıldığında dil öğrencilerinin pek çoğu çeviriye başlamadan vazgeçebilir.

Kim bilir hangi Past Tense’ler veya Perfect’ler böyle bir ifadeyi anlatmak için kullanılıyordur. İşte tam da böyle kafa karışıklıklarında İngilizcenin püf noktaları olan ve belirli durumları ifade etmekte kullanılan kalıplar imdadımıza yetişir.

İngilizce kalıplara hâkim olan dil öğrencileri, cümleleri çok daha net ve yerinde kullanır ve kendilerini daha iyi ifade edebilirler. Örneğin geçmişte olan ancak şimdi olmayan alışkanlıkları, olayları ve durumları anlatmak için “used to” kalıbı kullanılabilir.

Yukarıda bahsi geçen cümleyi ele alacak olursak: “There used to be mulberry groves there before.” şeklinde used to kullanarak bağlamsal ve net olarak çevirebilir, karmaşık zaman zarflarına girmeden de cümle kurabiliriz.

Bu yazımızda dil öğrencilerinin İngilizce kalıplarla tanışması adına sıklıkla kullanılan bir kalıp olan used to konu anlatımı ve konuya dair örnekler hazırladık. Used to nerelerde kullanılır? Used to kullanarak negatif ve soru cümleleri nasıl oluşturulur? gibi tüm soruların yanıtlarına içeriğimizden ulaşabilirsiniz.

Used to Cümle Kalıbı

Used, “use” yani “kullanmak” fiilinin Past Tense (Geçmiş Zaman) halidir. Used to kalıbı, genellikle yapardı, ederdi, vardı gibi geçmişte olmuş ancak artık etkisi görülmeyen alışkanlıkları, durumları anlatır. Ancak birazdan açıklayacağımız üzere istisnai olarak farklı zamanlı kullanımları da mevcuttur. Used to ile kurallı ve anlamlı cümleler kurulurken, Özne + used to + fiil yapısı kullanılır.

Örnek: I used to watch the sunrise from the top of that tree when I was a kid.
(Çocukken o ağacın tepesinden gündoğumunu izlerdim.)

Örnek: My father used to take us to the town Church.
(Babam bizi kasaba kilisesine götürürdü.)

When it was snowy and cold, mom used to make hot chocolate for me.
(Hava karlı ve soğukken annem bana sıcak çikolata yapardı.)

Used to kalıbı ile negatif (olumsuz) cümleler kurmak için ise olumsuzluk eki used to’nun önüne getirilir. Örneğin yukarıdaki gibi geçmiş alışkanlıkları ifade eden kurallı kullanımlar için used to’dan önce öznenin kimliği fark etmeksizin didn’t getirilir. Bu durumda didn’t geçmiş zaman belirttiği için geçmiş ifade eden used fiili yerine use kullanılır. Used to ile olumsuz cümle kalıbı Özne + didn’t use to + fiil şeklinde oluşturulur.

Örnek: All the children in the neighborhood used to play hide and seek but you didn’t use to show up after school.
(Mahalledeki tüm çocuklar saklambaç oynardı ama sen okuldan sonra ortalarda görünmezdin.)

Örnek: Jason didn’t use to play basketball, it was Mike.
(Jason basketbol oynamazdı, oynayan Mike’tı.)

Used to ile soru cümlesi kurulurken ise did başa gelir, ardından özne ve en son (yine did ile geçmiş anlamı karşılandığı için) d takısı almamış use to getirilir. Böylece soru cümle kalıbı Did + Özne + use to + fiil + ? yapısında olur.

Örnek: Did you use to go to the cinema with your family?
(Ailenle sinemaya gider miydin?)

Örnek: Did your father use to leave you alone for business trips?
(Baban iş seyahati için sizi yalnız bırakıp gider miydi?)

Örnek: How did Jane use to talk when she was five?
(Beş yaşındayken Jane nasıl konuşurdu?)

Used to Kullanımları

Used to kalıbının geçmiş alışkanlıkları ifade eden ve Özne + used to + fiil yapısına sahip kurallı kullanımı dışında farklı zaman ve olayları belirten istisnai kullanımları da mevcuttur. Bu kullanım türlerine örnekleriyle birlikte aşağıda yer verilmiştir.

Geçmiş alışkanlıkları ifade ederken used to kullanımı

Used to, daha önce de bahsettiğimiz gibi geçmişte yapılan ancak artık sahip olunmayan alışkanlıkları belirtmede kullanılır. Yukarıda anlatılan used to olumlu, soru ve olumsuz cümle kalıpları bu kullanımın örneğidir. Diğer kullanımlarla ayırt edilebilmesi için bu kullanıma dair yeni örnekler inceleyelim.

Örnek: Look at this photo! Did grandpa use to play soccer?
(Şu fotoğrafa bak! Dedem eskiden futbol oynar mıydı?)

Örnek: We used to drink water from the lake but it’s too dirty now.
(Eskiden gölden su içerdik ama artık çok kirli.)

Örnek: She didn’t use to come with us because she was studying all the time.
(Hiç bizimle gelmezdi çünkü sürekli ders çalışıyordu.)

– Geçmiş olayları ve durumları ifade ederken used to kullanımı: Bu cümle yapısı da kurallı yapıdan çok farklı olmamakla birlikte genellikle there used to be ifadesi ile birlikte kullanılır ve öznesi kişiler değil olay ve durumlardır.

Örnek: There used to be a roller coaster in this park.
(Eskiden bu parkta bir hız treni vardı.)

Alışkanlıkları ifade ederken used to kullanımı

Used to kalıbının en yaygın kullanımlarından biri de şimdiki zamanda veya farklı zamanlarda alışkanlık bildiren cümle yapısıdır. Be used to kalıbı olarak da bilinen ifade Özne + be used to + fiil + ing eki şeklinde kurulur.

Örnek: I am used to getting up late since my school starts after lunch.
(Okulum öğle yemeğinden sonra başladığından geç kalkmaya alışkınım.)

Örnek: She wasn’t used to walking to school.
(Okula yürümeye alışkın değildi.)

Alışılmakta olan durumları ifade ederken used to kullanımı

Be used to kalıbından sonra yaygın olarak kullanılan bir ifade de get used to kalıbı olarak bilinen ve bir süreç içerisinde alışmayı ifade eden kullanımdır. Bu cümle yapısı Özne + get used to + fiil + ing eki, Özne + be get used to + fiil + ing eki veya Özne + getting used to + fiil + ing veya isim şeklinde olabilir. Farklı kullanımlar zamanla, pratik yaptıkça akılda kalacaktır.

Örnek:

+ Is your girlfriend still upset about her dog’s death?
(Kız arkadaşın hala köpeğinin ölümünden üzüntü duyuyor mu?)

She is getting used to it.
(Duruma alışıyor. / Alışmaya çalışıyor.)

Örnek: You will get used to the crowd in this city.
(Bu şehrin kalabalığına -zamanla- alışacaksın.)

Örnek: My sister got used to smoking while hanging out with that boy.
(Kız kardeşim o çocukla takılırken sigara içmeye alıştı.)

Yorum Yaz