sad (sıfat)

  1. Üzgün, kederli, mahzun, üzüntülü, gamlı
  • After I heard what she tells me, i feel sad.
    (Bana anlattıklarını duyduktan sonra üzüldüm.)
  • The last song I listened on the concert made me sad.
    (Konserde dinlediğim son şarkı beni üzdü.)
  • Student: What is the meaning of sad?
    (Öğrenci: Sad ne demek?)
    Teacher: Sad means depressed.
    (Öğretmen: Sad mahzun demektir.)
  1. Keder verici, üzücü, hazin
  • Princess Diana’s car accident was a sad incident.
    (Prenses Diana’nın araba kazası keder verici bir olaydı.)

I don’t like to watch sad films, they make me cry.
(Üzücü filmleri izlemeyi sevmiyorum, beni ağlatıyorlar.)

  1. Donuk (renk), (renk) koyu
  • Look at the color of his car, isn’t it so sad?
    (Arabasının rengine bak, çok donuk değil mi?)
  • All the dark colors looks so sad to me.
    (Tüm koyu renkler bana çok donuk gözüküyor.)

Sad Sıfatının Diğer Sözcüklerle Kullanımında Yaptığı Fiiller

  • Become sad: Üzülmek (fiil)
  • Feel sad: Üzülmek, hüzünlenmek (fiil)
  • Be sad: Üzgün olmak, mutsuz olmak (fiil)
  • Look sad: Üzgün görünmek (fiil)
  • Get sad: Üzülmek (fiil)

Sad Sıfatının Diğer Sözcüklerle Kullanımında Yaptığı İsimler

  • Sad day: Üzücü gün (isim)
  • Sad truth: Üzücü gerçek (isim)
  • Sad ending: Üzücü son (isim)
  • Sad-colored: İç karartıcı renk tonlarına sahip (isim)

Sad Ne Demek? Sad Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Bad
  • Brokenhearted
  • Down
  • Glum
  • Melancholy
  • Miserable