look (fiil)

  1. Bakmak, aramak
  • Let’s go and look at the ducks by the pond.

(Hadi gidip göletin kıyısındaki kurbağalara bakalım.)

  • I was looking for you everywhere!

(Her yerde seni arıyordum!)

  1. Görünmek
  • I think you look so beautiful in that dress.

(Bence o elbise içinde çok güzel görünüyorsun.)

  • He is trying to look brave but you can see tears in his eyes.

(Cesur görünmeye çalışıyor ama gözlerindeki yaşları görebiliyorsun.

  1. Beklemek, ümit etmek
  • I am looking forward to hearing from you.

(Cevabını bekliyorum.)

  • I am looking to go on vacation next summer.

(Gelecek yaz tatile gitmeyi ümit ediyorum.)

look (isim)

  1. Görünüş, bakış, ifade
  • Blake had a scary look in his face.

(Blake’in yüzünde korkunç bir ifade vardı.)

  • I don’t like the look of that skirt on you.

(O eteğin senin üzerindeki görünüşünü sevmedim.)

Look Fiilinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Fiiller

  • Look forward to: Dört gözle beklemek
  • Look after: Göz kulak olmak
  • Look around: Bakınmak
  • Look down one’s nose at: Hor görmek

Look Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • To glance
  • To gaze
  • To seek
  • To consider
  • Appearance
  • Expression
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE