Hate Türkçe ne demek?
hate (fiil)
- nefret etmek, kin beslemek
- I hate summer. I am more like a winter person.
(Yazdan nefret ederim. Ben daha çok kış insanı gibiyim.) - John and Samanta always hated each other. They can’t work at the same job.
(John ve Samantha birbirlerinden her zaman nefret ettiler. Aynı işte çalışamazlar.) - Since I was a little child, I hate speaking in public.
(Küçüklüğümden beri toplum içinde konuşmaktan nefret ediyorum.) - Student: What is the meaning of hate?
(Öğrenci: Hate ne demek?)
Teacher: Hate means to dislike.
(Öğretmen: Hate nefret etmek demektir.)
hate (isim)
- nefret, kin
- You could see the hate in her eyes while she was staring at Jimmy.
(Jimmy’ye bakarken gözlerindeki nefreti görebiliyordunuz.) - Every time I think about Nancy, I can feel the feeling of hate is growing much stronger.
(Nancy’yi her düşündüğümde nefret duygusunun çok daha güçlendiğini hissedebiliyorum.) - I don’t have any hate for him.
(Ona karşı hiç nefretim yok.)
Hate Kelimesi ile Oluşturulan Kalıplar
- hate to tell: ağzı varmamak
- plant seeds of hate: nefret tohumları ekmek
- hate one’s guts: tiksinmek
- be full of hate: nefret duymak
- pet hate: en çok nefret edilen
Hate ile Benzer Kelimeler
- loathe
- detest
- abominate
- loathing
- detestation
- hatred
- dislike