Chill (isim)

  1. Soğukluk, serinlik
  • Kelly was wearing a thick coat against a chill weather when it’s snowing.
    (Kelly kar yağıyorken, soğuk havaya karşı kalın bir ceket giyiyordu.)
  • When we get back to Ankara it was so chill we couldn’t go anywhere.
    (Ankara’ya döndüğümüzde hava öyle soğuktu ki hiçbir yere gidemedik.)
  • Student: What is the meaning of chill?
    (Öğrenci: Chill ne demek?)
    Teacher: Chill means cool.
    (Öğretmen: Chill serin demektir.)
  1. Üşüme, titreme
  • New York was so cold. I felt chill when I was there.
    (New York çok soğuktu, oradayken üşüme hissettim.)

Chill (fiil)

  1. Üşümek, titremek, donmak
  •  After he comes out of a sea, he start to chill.
    (Denizden çıktıktan sonra titremeye başladı.)
  1. Üşütmek
  • My sister is looking very bad I think she got chill.
    (Kız kardeşim kötü gözüküyor, sanırım üşüttü.)
  1. Soğutmak (yiyecek, içecek)
  • The longer this desert chills, the better the flavour.
    (Bu tatlı ne kadar uzun süre soğutulursa tadı o kadar iyi olacaktır.)
  1. Konuşma dili (ABD): rahatlamak, gevşemek, sakinleşmek, takılmak
  • We are chilling at home with friends.
    (Arkadaşlarla evde takılıyoruz.)

Chill Ne Demek? Chill Kelimesi ile Eş Anlamlı Olan Kelimeler:

  • Tremble
  • Shudder
  • Shiver
  • Tingle
  • Cold
  • Gelid
  • Icy
  • Coldish
  • Cool
  • Arctic

Chill Ne Demek? Chill Kelimesi ile Zıt Anlamlı Olan Kelimeler:

  • Warm
  • Happy
  • Genial
  • Warm-blooded
  • Cordional