Chill (isim)
- Soğukluk, serinlik
- Kelly was wearing a thick coat against a chill weather when it’s snowing.
(Kelly kar yağıyorken, soğuk havaya karşı kalın bir ceket giyiyordu.)
- When we get back to Ankara it was so chill we couldn’t go anywhere.
(Ankara’ya döndüğümüzde hava öyle soğuktu ki hiçbir yere gidemedik.)
- Student: What is the meaning of chill?
(Öğrenci: Chill ne demek?)
Teacher: Chill means cool.
(Öğretmen: Chill serin demektir.)
- Üşüme, titreme
- New York was so cold. I felt chill when I was there.
(New York çok soğuktu, oradayken üşüme hissettim.)
Chill (fiil)
- Üşümek, titremek, donmak
- After he comes out of a sea, he start to chill.
(Denizden çıktıktan sonra titremeye başladı.)
- Üşütmek
- My sister is looking very bad I think she got chill.
(Kız kardeşim kötü gözüküyor, sanırım üşüttü.)
- Soğutmak (yiyecek, içecek)
- The longer this desert chills, the better the flavour.
(Bu tatlı ne kadar uzun süre soğutulursa tadı o kadar iyi olacaktır.)
- Konuşma dili (ABD): rahatlamak, gevşemek, sakinleşmek, takılmak
- We are chilling at home with friends.
(Arkadaşlarla evde takılıyoruz.)
Chill Ne Demek? Chill Kelimesi ile Eş Anlamlı Olan Kelimeler:
- Tremble
- Shudder
- Shiver
- Tingle
- Cold
- Gelid
- Icy
- Coldish
- Cool
- Arctic
Chill Ne Demek? Chill Kelimesi ile Zıt Anlamlı Olan Kelimeler:
- Warm
- Happy
- Genial
- Warm-blooded
- Cordional