Kategori

Ne Demek?

Kategori

vinegar (isim) Sirke This shop sells handmade apple vinegar and it’s very high quality. (Bu dükkan el yapımı elma sirkesi satıyor ve çok oldukça kaliteli.) In a nostalgic Turkish movie, a married couple gets divorced over a debate about whether pickles will taste better when made with vinegar or lemon juice. (Nostaljik bir Türk filmimde, evli bir çift turşunun sirkeyle mi yoksa limon suyuyla mı yapıldığında daha lezzetli olacağı hakkında bir tartışma yüzünden boşanır.) I…

aloha (ünlem) Merhaba, selamlar *Genelde Hawaii bölgesinde kullanılmaktadır.* Aloha, welcome to our paradise island, Hawaii. (Merhaba, cennet adamız Hawaii’ye hoş geldiniz.) Aloha! I hope you are enjoying your holiday in Hawaii. (Merhaba! Umarım Hawaii’deki tatilinizden keyif alıyorsunuzdur.) He had wrote me a postcard from Hawaii and it started with Aloha! (Bana Hawaii bölgesinden kartpostal yollamıştı ve kartpostal “Aloha!” Ile başlıyordu.) Görüşmek üzere, görüşürüz, güle güle, Allahaısmarladık *Genelde Hawaii bölgesinde kullanılmaktadır.* Aloha! you can visit Hawaii…

nope (zarf) Hayır (konuşma dilinde) Nope, it’s none of my concern. (Hayır, bu benim sorunum değil.) “Are you going out?” Jacob asked. Jennifer answered, “Nope.”. (Jacob, “Dışarı mı çıkıyorsun?” diye sordu. Jessica, “Hayır” diye cevapladı.) Nope, it’s not right. (Hayır, bu doğru değil.) When I asked him if he finished the book, he answered “Nope.”. (Ona kitabı bitirip bitirmediğini sorduğumda “Hayır.” diye cevapladı.) Nope, I can’t go to movies with you. (Hayır, seninle sinemaya gidemem.)…

never (zarf) Asla, hiç, katiyen, hiçbir suretle, taş çatlasa, ömrü billah You can tell me anything but never tell me to quit! (Bana her şeyi söyle ama asla vazgeçmemi söyleme!) You should never say never because you never know what life will bring to you. (Asla yapmam dememelisin çünkü hayatın karşına ne çıkaracağını asla bilemezsin.) If you want to achieve success, never give up on your goal. (Başarıya ulaşmak istiyorsanız, asla hedefinizden vazgeçmeyin.) If I…

what (zarf) Ne What happened after I left the cafe? (Ben kafeden gittikten sonra ne oldu?) What was that supposed to mean? (Bu ne anlama geliyor?) What time are we going to leave home tonight? (Bu gece ne zaman evden ayrılacağız?) What do you think of it, Jessica? (Bunun hakkında ne düşünüyorsun, Jessica?) what (zamir) Ne She wouldn’t tell me what the man said. (Adamın ne dediğini bana söylemezdi.) I’ll tell you what, let’s go…

flood (isim) Sel, taşkın, tufan, su baskını The flood destroyed the levee and messed up the town. (Taşkın, seti yıktı ve tüm kasabayı alt üst etti.) Last year approximately these days, it has rained almost 2 days without a break and flood ruined our farm. (Geçen yıl yaklaşık bu zamanlar, yağmur aralıksız olarak iki gün yağdı ve sel çiftliğimizi mahvetti.) flood (fiil) Basmak, su basmak The water flooded everywhere! Who has blocked the bath? (Banyoyu…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE