Kategori

Ne Demek?

Kategori

king (isim) Kral King Arthur’s legend is my favorite legend in British literature.(Kral Arthur’un efsanesi İngiliz edebiyatındaki en sevdiğim efsanedir.) Suleiman the Magnificent  is the tenth king of the Ottoman Empire.(Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı İmparatorluğu’nun onuncu kralıdır.) King of France is slaughtered by revolutionaries during the French Revolution in 1789.(Fransa kralı 1789’da meydana gelen Fransız İhtilali sırasında Fransız devrimcileri tarafından öldürülmüştür.) He is trying to be a king, but he doesn’t care about citizens rights.(O…

lounge (isim) Bekleme salonu, lobi I waited a few hours in lounge of American Airlines at John F. Kennedy Airport.(John F. Kennedy Havalimanı’nda bulunan Amerikan Havayolları lobisinde birkaç saat beklemiştim.) I saw the lounge of the new hospital, which was quite modern and brightly decorated.(Yeni hastanenin bekleme salonunu gördüm ki oldukça modern ve aydınlık bir şekilde dekore edilmişti.) I only have one client left so you can wait in lounge for a moment then we…

madam (isim) Madam, hanımefendi, kadın Please madam have a seat and enjoy your meal and our lovely music concert we will give while you eat. (Lütfen oturun madam ve yemeğinizin ve siz yemek yerken vereceğimiz güzel konserin tadını çıkartın.) I saw a madam sitting with you in the restaurant and I thought she was your girlfriend.(Restoranda seninle aynı masada oturan bir madam gördüm ve kız arkadaşındır diye düşündüm.) Excuse me madam can you please tell…

mix (fiil/isim) Karışım, karıştırmak, katmak, kaynaşmak, karmak The wood of my wardrobe was a mix of dark oak and pine.(Gardırobumun ahşabı koyu meşe ve çam karışımıydı.) Olive oil and water never mix, the oil always stays on top and the water stays on the bottom.(Zeytinyağı ve su asla karışmaz, yağ her zaman üstte ve su altta kalır.) Rainbow is a mix in which colors are harmonious.(Gökkuşağı, renklerin uyumlu olduğu bir karışımdır.) The Atlantic and Pacific…

champ (isim) Şampiyon Habib Nurmagomedov beated Connor McGregor in a title match to become the new champ of UFC.(Habib Nurmagomedov UFC’nin yeni şampiyonu olmak için Connor McGregor’ı unvan maçında yendi.) You will come through this challange but you need to relax and remember that you are a champ.(Bu zorluğun üstesinden geleceksin ancak sakin olman ve bir şampiyon olduğunu hatırlaman gerekiyor.) I want you to go that field and beat them up champ because you can…

break (fiil/isim) Kopmak, kırmak, bozmak, parçalamak He breaks every toy we buy for him, so we don’t buy any more toys.(Onun için aldığımız her oyuncağı kırıyor, bu yüzden artık ona oyuncak almıyoruz.) She was very upset when the chain of her favorite necklace broke.(En sevdiği kolyesinin zinciri koptuğunda çok üzüldü.) Once a heart is broken it is very difficult to compensate.(Bir kalp kırıldığında bunu telafi etmek çok zordur.) Student: What is the meaning of break?(Öğrenci:…

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE