left (sıfat)

  1. Sol

Bir kişinin ya da nesnenin kuzeye bakarken batıda olan bir şeyin üzerinde, ona doğru ya da onunla ilgili bir şeyi ifade etmesidir.

  • His left arm was broken.

(Onun sol kolu kırılmıştı.)

Radikal, reformcu veya sosyalist görüşleri destekleyen bir kişi veya grupla ilgili de kullanılabilmektedir.

  • He was very interested in left politics.

(Sol siyaset ile oldukça ilgilenen bir insandı.)

  1. Bırakılan, bırakılmış, kalmış
  • Is there any milk left in the refrigerator?

(Buzdolabında hiç süt kaldı mı?)

left (isim)

  1. Sol
  1. Ayrıca bir şeyin sağda veya solda olduğunu belirtirken isim haliyle de kullanılabilir
  • You have to turn left to go to the bakery.

(Fırına / pastaneye gitmek için sola dönmelisin.)

  1. Buna ek olarak radikal, reformcu veya sosyalist görüşleri destekleyen bir grup veya parti için kullanırken de isim halindedir
  • The left is taking firm steps towards becoming an opposition party.

(Sol, muhalefet parti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.)

left (fiil)

  1. Leave fiilinin geçmiş zaman hali, bırakmak, geride kalmasına neden olmak
  • My father left some money on the table.

(Babam masanın üzerinde biraz para bıraktı.)

Left Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Sıfat (politika): Left wing, Leftism, Liberalism
  • Fiil (geride kalmasına neden olmak): Abandoned, deserted, forsook, marooned, quit, quitted, stranded
  • Fiil (kendi isteği ile bir şeyi başkasına vermek): Bequeathed, willed
  • Fiil (pes etmek, bırakmak): Bagged, chucked, quit, quitted, resigned, retired, stepped aside, stepped down
  • Fiil (izin vermek): Authorized, commissioned, empowered, licensed, approved, endorsed, sanctioned, freed, liberated, released, catered, gave in, humored, indulged