viral (isim)

  1. İnternette popüler olan
  • Sally posted a video of himself singing and dancing on TikTok and it went viral.
    (Sally, Tiktok’ta şarkı söyleyip, dans ettiği videoyu yükledi ve bu video internette çok popüler oldu.)
  • Back in the days people used to shot a video on Vine most of these videos went viral.
    (İnsanların eskiden Vine’da video çektikleri günlerde bu videoların çoğu internette çok popüler olurdu.)
  • Student: What is the meaning of viral?
    (Öğrenci: Viral ne demek?)
    Teacher: Viral means popular on internet.
    (Öğretmen: Viral internette popüler demektir.)
  • Rihanna’s new music video went viral on internet so quickly.
    (Rihanna’nın son müzik videosu internette çabucak popüler oldu.)

viral (sıfat)

  1. (Medikal) Viral, virüsle ilgili, virüse ait
  • They don’t realize that antibiotics are ineffective against viral diseases.
    (Onlar antibiyotiklerin virüslerin sebep olduğu hastalıklara karşı etkisiz olduğundan habersiz)
  • Coronavirus is a different viral disease and it effects many people at a very short time.
    (Koronavirüs farklı bir viral hastalık ve birçok insanı çok kısa sürede etkilebiliyor.)
  • You need to take care of yourselft. There are some viral dangers around that you can face with.
    (Kendine dikkat etmelisin. Etrafta karşılaşabileceğin viral tehlikeler var.)

Viral Ne Demek? Viral Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE