say (fiil) Söylemek, demek, söz sahibi olmak, söz etmek / sözel olarak bahsetmek The patient knocked the door. “Come in” the doctor said. (Hasta kapıyı çaldı. Doktor “içeri girin” dedi.) He has said nothing about his meeting. (Toplantısından hiç bahsetmedi.) I just want to say how pleased I am to be here. (Burda olmaktan ne kadar mutlu olduğumu söylemek istiyorum.) One thing you have to say about Americans: they love drama. (Amerikalılar hakkında söylemen gereken…

İngilizce, her ne kadar Türkçeyle kıyaslandığında bir sürü farklı özelliği olsa da her dilin sahip olduğu gibi belli başlı ortak kurallara sahiptir. Bunlardan birisi de İngilizce Zamirler yani “Pronouns” konusudur. Zamirler günlük konuşmada, yazışmalarımızda ve dinlediğimiz bazı şeylerde sıklıkla önümüze çıkmaktadır. Eğer İngilizceye hâkim olmak ve etkin bir şekilde cümle kurabilmek istiyorsanız Pronoun konu anlatımı temalı yazımızı iyi incelemenizi öneririz. Bu yazımızda Pronoun nedir, Pronoun tablosu, İngilizce zamirler listesi, object pronoun ve subject pronoun gibi…

sure (sıfat) Elbette, kesinlikle, muhakkak, emin olmak I am sure that we can handle this job. (Eminim ki bu işin üstesinden geleceğiz.) Do you want to come with me to the balcony? – Sure, I do. (Benimle birlikte balkona gelmek ister misin? – Elbette isterim.) Are you sure about that? (Bundan emin misin?) Please be sure to close the windows before you leave. (Lütfen çıkmadan önce pencereleri kapattığından emin ol.) Sağlam, güvenilir I drew a…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!