work (fiil) Çalışmak, meslek icra etmek He works in TOFAS car factory in Bursa. (O, Bursa’da bulunan TOFAŞ araba fabrikasında çalışıyor.) She works as an engineer in the iron steel industry (O, demir çelik endüstrisinde mühendis olarak çalışıyor.) İş yapmak, uğraşmak My grandfather worked all day in his farm. (Büyükbabam bütün gün boyunca tarlasında çalışmış.) Working with plants and flowers is very hard but also very relaxing. (Bitkilerle çalışmak oldukça zor ve bir o kadar…
Etiket