Spot Türkçe ne demek?

spot (isim/fiil)

  1. leke, benek, nokta, sivilce, reklam, peşin
  • Did you saw my old bag? It was a green bag, with a red spot on it.
    (Eski çantamı gördün mü? Üzerinde kırmızı nokta olan yeşil bir çantaydı.)
  • There is always a spot on my glasses and it drives me crazy.
    (Gözlüklerimde her zaman bir leke oluyor ve bu beni deli ediyor.)
  1. fark etmek, görmek, ayırt etmek, saçmak, atamak, yerini saptamak
  • I spotted Carl came to this the party. Did he leave early or is he still around?
    (Carl’ın bu partiye geldiğini fark ettim. Erken mi ayrıldı yoksa hala buralarda mı?)
  • Student: What does spot means?
    (Öğrenci: Spot ne demek?)
    Teacher: Spot means to see.
    (Öğretmen: Spot görmek demektir.)

Spot Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Oluşturduğu Yapılar

  • hit the spot: canına değmek
  • be nailed to the spot: mıhlanmak
  • be on the spot: olayın geçtiği yerde bulunmak
  • dot-spot: beneklemek
  • spot-check: rastgele kontrol etmek
  • spot a problem: bir sorun tespit etmek
  • spot the target: hedefi belirlemek
  • soft spot: zayıf nokta
  • black spot: karaltı
  • spotlight: sahne ışıkları

Eş Anlamlı Kelimeler

  • summit
  • rendezvous
  • hiding place
  • holy place
  • grave
  • topographic point
  • hole-in-the-wall
  • see
  • observe
  • blackhead

Zıt Anlamlı Kelimeler

  • upgrade
  • downgrade
  • e-mail
  • mail
  • undecided
  • undetected

Yorum Yaz

Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE