rest (fiil)

  1. Dinlenmek, dinlendirmek, kalmak, mola vermek
  • I’m so tired that all I want is to go home and rest.

(O kadar yorgunum ki istediğim tek şey eve gidip dinlenmek.)

  • Try to have a good rest, we have a long way to go.

(İyi dinlenmeye çalışın, önümüzde uzun bir yol var.)

rest (isim)

  1. Artık, kalan, kalıntı, duran, dinlenme yeri
  • I gave my neighbor Jake the rest of my daughter’s birthday cake.

(Komşum Jake’e kızımın doğum günü pastasının geri kalanını verdim.)

  • The famous writer spent the rest of his days in this small cottage.

(Ünlü yazar, geri kalan günlerini bu küçük kulübede geçirdi.)

Rest Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • Take a rest: Dinlenmek
  • Restroom: WC, tuvalet
  • Set someone’s mind at rest: Birinin kuşkularını ortadan kaldırmak
  • Lay someone to rest: Cenazeyi toprağa vermek
  • Rest against: Dayanmak
  • Rest in peace: Nur içinde yatmak
  • Rest one’s case: Konuyu sonlandırmak

Rest Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Component
  • Part
  • Leftover
  • Consituent
  • Remnant
  • Remainder
  • Residue
  • Portion