rest (fiil)
- Dinlenmek, dinlendirmek, kalmak, mola vermek
- I’m so tired that all I want is to go home and rest.
(O kadar yorgunum ki istediğim tek şey eve gidip dinlenmek.)
- Try to have a good rest, we have a long way to go.
(İyi dinlenmeye çalışın, önümüzde uzun bir yol var.)
rest (isim)
- Artık, kalan, kalıntı, duran, dinlenme yeri
- I gave my neighbor Jake the rest of my daughter’s birthday cake.
(Komşum Jake’e kızımın doğum günü pastasının geri kalanını verdim.)
- The famous writer spent the rest of his days in this small cottage.
(Ünlü yazar, geri kalan günlerini bu küçük kulübede geçirdi.)
Rest Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Take a rest: Dinlenmek
- Restroom: WC, tuvalet
- Set someone’s mind at rest: Birinin kuşkularını ortadan kaldırmak
- Lay someone to rest: Cenazeyi toprağa vermek
- Rest against: Dayanmak
- Rest in peace: Nur içinde yatmak
- Rest one’s case: Konuyu sonlandırmak
Rest Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Component
- Part
- Leftover
- Consituent
- Remnant
- Remainder
- Residue
- Portion