promise (fiil)

  1. Söz vermek, vadetmek, garanti etmek, taahhüt etmek
  • My father promised me that when I turn 18, he will buy the car I want.

(Babam bana 18 yaşıma girdiğimde istediğim arabayı alacağına söz verdi.)

  • Ethical people stand behind their promises no matter what.

(Ahlaklı insanlar, verdikleri sözlerin arkasında ne olursa olsun dururlar.)

promise (isim)

  1. Söz, vaat
  • He never forgot that promise of his uncle.

(Amcasının o sözünü asla unutmadı.)

  • What about your promise that Mark will buy this house?

(Mark’ın bu evi satın alacağına dair sözünüz ne olacak?)

Promise Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • Break a promise: Sözünü tutmamak
  • Give a promise: Söz vermek
  • Promise each other: Sözleşmek
  • Keep a promise: Sözünde durmak
  • Promise for sale: Satış vaadi
  • Scout promise: İzci sözü
  • Empty promise: Boş vaat
  • Promise ring: Söz yüzüğü

Promise Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Word of honour
  • Word
  • Assurance
  • Pledge
  • Vow
  • Guarantee
  • Swear
  • Contract
  • Engage
  • Signify