promise (fiil)
- Söz vermek, vadetmek, garanti etmek, taahhüt etmek
- My father promised me that when I turn 18, he will buy the car I want.
(Babam bana 18 yaşıma girdiğimde istediğim arabayı alacağına söz verdi.)
- Ethical people stand behind their promises no matter what.
(Ahlaklı insanlar, verdikleri sözlerin arkasında ne olursa olsun dururlar.)
promise (isim)
- Söz, vaat
- He never forgot that promise of his uncle.
(Amcasının o sözünü asla unutmadı.)
- What about your promise that Mark will buy this house?
(Mark’ın bu evi satın alacağına dair sözünüz ne olacak?)
Promise Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Break a promise: Sözünü tutmamak
- Give a promise: Söz vermek
- Promise each other: Sözleşmek
- Keep a promise: Sözünde durmak
- Promise for sale: Satış vaadi
- Scout promise: İzci sözü
- Empty promise: Boş vaat
- Promise ring: Söz yüzüğü
Promise Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Word of honour
- Word
- Assurance
- Pledge
- Vow
- Guarantee
- Swear
- Contract
- Engage
- Signify