other (sıfat) Öteki, başka, diğer In other words, it’s none of my business. So, I don’t care. (Başka bir deyişle, bunların hiçbiri beni ilgilendirmez. Yani, umurumda değil.) Why do you care what others think about you? (Neden diğerlerinin senin hakkında ne düşündüğünü önemsiyorsun?) Jonathan didn’t like the other children. That’s why he never played with them. (Jonathan öteki çocukları sevmedi. Bu yüzden onlarla hiç oynamadı.) Can we go to other place, please? I didn’t like…

back (zarf) Geri (koymak, dönmek), tekrar I woke up because of a nightmare, and I couldn’t get back to sleep.(Bir kabus yüzünden uyandım ve uykuya geri dönemedim.) Did you put my sweater back in my wardrobe?(Süveterimi gardırobuma geri koydun mu?) Karşılığında, karşılık olarak When Jonathan hit me, I hit him back.(Jonathan bana vurduğunda, karşılık olarak ben de vurdum.) Geri durmak This zone is dangerous. Keep back!(Bu bölge tehlikeli. Geride durun!) back (isim) Arka, arka taraf…

Relative Clauses, İngilizcede birbiriyle ilişkili iki cümleyi bağlamak için kullanılan bir gramer kuralıdır. Bu konu ilk başta karışık gibi gözükse de iyi kavrandığı takdirde öğrenciye özellikle cümle kurma konusunda büyük kolaylık sağlayacaktır. Bu kuralı uygulamak için kullanılan kelimelere Relative Pronoun denir. Relative Pronoun sözcükleri, “who, whose, when which, where, that” şeklinde sıralanabilir. Bu kelimelerin çeşitli kullanım alanları vardır ve kullanım alanları cümlenin anlamına göre farklılık gösterir. Bu derste Relative Pronounların hangi durumlarda nasıl kullanıldıklarını örneklerle…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!