invalid (sıfat) Geçersiz, yararsız, hasta, malul, sakat Don’t treat me like an invalid or a child, I am a grown man.(Bana sakat ya da çocuk muamelesi yapma, ben yetişkin bir adamım.) The municipal council election was declared invalid.(Belediye meclisi seçimi geçersiz ilan edildi.) This passport seems invalid, please renew your passport.(Bu pasaport geçersiz görünüyor, lütfen pasaportunuzu yenileyin.) I can’t play football or basketball, my legs are invalid, please help me!(Futbol veya basketbol oynayamam, bacaklarım sakat,…

Honey Türkçe ne demek? Honey (isim) Bal He remembered that he had seen many bees flying among these flowers and gathering honey from them.(Bu çiçekler arasında uçan ve onlardan bal toplayan birçok arı gördüğünü hatırladı.) Dean looked up from squeezing honey from a plastic bear onto a piece of whole wheat toast smeared with peanut butter.(Dean başını kaldırıp, plastik bir ayıdan fıstık ezmesi bulaşmış tam buğday ekmeğinin üzerine bal sıkarak baktı.) Among its natural productions…

gross (sıfat) Müstehcen The teacher was expelled from the university and permanently banned for his gross actions against female students.(Öğretmen kadın öğrencilerine karşı yaptığı müstehcen hareketler sebebi ile üniversiteden kovuldu ve kalıcı olarak yasaklandı.) The principal called me and my wife to school because our son made some gross jokes to his friends(Müdür beni ve eşimi okula çağırdı çünkü oğlumuz arkadaşlarına bazı müstehcen içerikli şakalar yapmış.) This web page has been banned forever by the…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!