supreme (sıfat) Üstün, en yüce, en üst, üstün derecedeki, ulu, azami Bill’s supreme effort at school will make his parents happy. (Bill’in okuldaki üstün çabası ebeveynlerini mutlu edecektir.) I believe that life itself is the supreme test and we shouldn’t give up. (Hayatın kendisinin en büyük sınav olduğuna ve vazgeçmememiz gerektiğine inanıyorum.) If you are not satisfied with the court decision you can appeal the supreme court. (Mahkeme kararından memnun değilsen, yüksek mahkemeye itiraz edebilirsin.)…

really (zarf) Gerçekten, hakikaten, cidden I went to the hospital and it was really crowded. Public health is not good at all. (Hastaneye gittim ve gerçekten kalabalıktı. Halk sağlığı hiç iyi durumda değil.) I made a turkey sandwich yesterday with an avocado and sweet onion sauce and it was really delicious. (Dün avokado ve tatlı soğan sosuyla bir hindili sandviç yaptım ve hakikaten çok lezzetli oldu.) The girl I met in the librarywas really pretty…

İngilizce öğrenirken gramer bilginizin sağlam ve tam olması, dile hakim olmak ve rahatça cümle kurabilmek açısından oldukça önemlidir. Dilin kurallarına hakim olursak cümle kurarken kendimizi çok daha rahat hissedebiliriz. Bu yüzden temel gramer yapılarını iyi öğrenmek İngilizce öğrenmenin temellerinden birisidir. Was/were de İngilizce’nin temel gramer yapılarından birisidir. Bu yazımızda sizlere was/were kullanımından bahsedeceğiz. Hadi gelin was/were konu anlatımına başlayalım. Bu kelimeler aslında kafamızda geçmiş zamanla özdeşleşmiş kelimelerdir. Kısmen bu kanı doğru olsa da was ve…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Hemen E-posta Adresini Gir, 3 Ücretsiz Deneme İngilizce Dersini Hemen Al!
3 Ücretsiz İngilizce Deneme Dersi Hediye!