snob (isim, sıfat) Züppe, burnu havada kimse, snop She was living in a snob neighboorhood for a long time, she decided to move.(Uzun zamandır züppe bir mahallede yaşıyordu, taşınmaya karar verdi.) He always thinks that being a snob is a cool thing.(O her zaman burnu havada olmanın havalı bir şey olduğunu sanır.) The way their family act is so snob.(Onların ailesinin davranış tarzı çok burnu havada.) Jim tells he hates snob people. But his best…

Gelecek zaman, İngilizcede gerek yazı dilinde, gerekse konuşma dilinde en çok karşımıza çıkan zamanlardan biridir. İki farklı kullanım şekli olan gelecek zaman, cümleye -will ya da -be going to takısı eklenerek oluşturulur. Özellikle İngilizce öğrenmeye yeni başlayan öğrencilerin sıklıkla karıştırdıkları gelecek zamanı ve bununla beraber -will ve -be going to kalıplarının farklarını bu yazımızda bol örnek ve bol alıştırma eşliğinde öğreneceksiniz. İngilizce’de Gelecek Zaman (Future Tense) Her dilde olduğu gibi, İngilizce de gelecek zamanda olacak…

sunset (isim) Gün batımı, güneş batışı The sunset is looking wonderful at the top of that cliff. (Gün batımı şu uçurumun tepesinde harika görünüyor.) We can finish our job because we have a couple of hours before the sunset. (İşimizi bitirebiliriz çünkü güneşin batımına kadar birkaç saatimiz daha var.) I have never watched the sunset with any of my partners until today. (Bugüne kadar hiçbir partnerimle gün batımını izlememiştim.) We are safe now until the…

Hemen E-posta Adresini Gir, 3 Ücretsiz Deneme İngilizce Dersini Hemen Al!
3 Ücretsiz İngilizce Deneme Dersi Hediye!