light (isim) Aydınlık, ışık Christopher reads a book to his daughter every night until she falls asleep and then he turns off the light. (Christopher her gece kızına, o uyuya kalana kadar kitap okur sonra da ışığı kapatır.) The sun is rising, you can see its light from the window. (Güneş doğuyor, ışığını pencereden görebilirsin.) light (sıfat) Açık (renk), hafif Samanta handed him a light blue shirt. (Samanta ona açık mavi bir gömlek verdi.) I…

Mute Türkçe ne demek? mute (sıfat) konuşma engelli The child is both deaf and mute because her hearing was lost at birth.(Çocuk hem duyma engelli hem de konuşma engellidir çünkü işitme duyusu doğumda kaybolmuştur.) sessiz, suskun Remained mute no matter how much we pleaded for an answer.(Cevap vermesi için ne kadar yalvarsak da sessiz kaldı.)He was a mute person with funny face.(O, komik yüzlü sessiz bir insandı.) Student: What does mute means?(Öğrenci: Mute ne demek?)Teacher:…

mix (fiil/isim) Karışım, karıştırmak, katmak, kaynaşmak, karmak The wood of my wardrobe was a mix of dark oak and pine.(Gardırobumun ahşabı koyu meşe ve çam karışımıydı.) Olive oil and water never mix, the oil always stays on top and the water stays on the bottom.(Zeytinyağı ve su asla karışmaz, yağ her zaman üstte ve su altta kalır.) Rainbow is a mix in which colors are harmonious.(Gökkuşağı, renklerin uyumlu olduğu bir karışımdır.) The Atlantic and Pacific…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!