enjoy (fiil) Zevk almak, keyif almak My nephew is enjoying the new zoo in our town. (Yeğenim şehrimizdeki yeni hayvanat bahçesinden keyif alıyor.) It was quite hard to enjoy in such an annoying situation. (Öyle sinir bozucu bir durumda keyif almak oldukça zordu.) Do you guys enjoying our meeting party? (Tanışma partimizden keyif alıyor musunuz?) Tadını çıkarmak, keyfini çıkarmak She enjoyed the attention she got for her success in the song contest. (O, şarkı yarışmasındaki…

Home Türkçe ne demek? Home (isim) Ev, yuva, bakımevi, yurt, mesken, ocak, sığınak, memleket Since it took her 45 minutes to go to school from home, she moved to a house close to the school.(Evden okula gitmesi 45 dakika sürdüğü için okula yakın bir eve taşındı.) When he missed his home, he would often call his mother and talk to her for hours.(Memletini özlediğinde sık sık annesini arar ve onunla saatlerce konuşurdu.) My brother went…

junior (isim) Küçük, iki şeyden küçüğü, çocuk, kıdemsiz I have 2 sons. The junior one is 12 and the older one is 18 years old. (Benim 2 oğlum var. Küçük olan 12, büyük olan ise 18 yaşında.) John is one of the junior partners in our law firm. (John, hukuk şirketimizin kıdemsiz ortaklarından biridir.) When Sarah was in high school, she was playing basketball in the junior league. (Sarah lisedeyken küçükler liginde basketbol oynuyordu.) Junior…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!