hello (ünlem) Merhaba, selam, merhabalar, alo Hello, you look better today than yesterday. (Merhabalar, bugün dünden daha iyi görünüyorsunuz.) Hello, we talked on the phone last week, remember? (Merhaba, geçen hafta telefonda konuştuk, hatırladın mı?) Hello to you too, you are very cheerful this morning. (Sana da merhaba, bu sabah pek bir neşelisin.) Hello, can you still hear me sir? (Alo, efendim beni hala duyabiliyor musunuz?.) I’ll stop talking to her if she doesn’t say…

GM (Good Morning) (ünlem) Günaydın, iyi Sabahlar Good morning Mr. Brown, did you sleep well last nigth? (Günaydın Bay Brown, dün gece iyi uyuyabildiniz mi?) She text me “gm” but I didn’t understand it. I researched it and realized that it means “good morning”. (O bana “gm” diye mesaj attığında ne demek istediğini anlamadım ve araştırdım. Ve görünen o ki “Günaydın” demekmiş.) Good morning my dear friend, were you sleeping? (Günaydın sevgili arkadaşım, hala uyuyor…

book (fiil) Ayırtmak, rezervasyon yaptırmak I booked a dinner for both of us at the best restaurant in the city. (Şehrin en iyi restoranında ikimiz için bir akşam yemeği rezervasyonu yaptırdım.) I booked that shoe I wanted 3 months ago. (İstediğim o ayakkabıyı 3 ay önce ayırttım.) book (isim) Kitap, defter Clair is excitedly reading her new book in her room, I think it’s a page-turner. (Clair odasında heyecanla yeni kitabını okuyor, sanırım kitap çok…

Hemen e-posta adresini gir, 3 ücretsiz İngilizce dersini e-posta adresine gönderelim!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE