paint (fiil/isim) Boya, boyamak, portresini yapmak, resmetmek, resim yapmak The artist paints a portrait at the lakeside.(Sanatçı göl kenarında bir portre çiziyor.) We’ll take care of everything, including the paint job.(Boya işi dahil her şeyle biz ilgileneceğiz.) Paint is all over the place, who is responsible for this mess?(Boya her yere bulaşmış, bu karmaşadan kim sorumlu?) I will rent a house but it should be painted like a new.(Yeni bir ev kiralayacağım ama yeni gibi…

update (isim/fiil) Güncelleştirmek, modernize etmek, yükseltmek I’ve been waiting for 2 hours for my computer to update.(Bilgisayarımın güncellenmesi için 2 saattir bekliyorum.) Before changing the update date, you should ask John, this is in his jurisdiction.(Güncelleme tarihini değiştirmeden önce John’a sormalısınız, bu onun yetki alanında.) If you update your phone periodically, you will see many new features coming.(Telefonunuzu periyodik olarak güncellerseniz, birçok yeni özelliğin geldiğini göreceksiniz.) Please don’t forget the update your informations before you…

left (sıfat) Sol Bir kişinin ya da nesnenin kuzeye bakarken batıda olan bir şeyin üzerinde, ona doğru ya da onunla ilgili bir şeyi ifade etmesidir. His left arm was broken. (Onun sol kolu kırılmıştı.) Radikal, reformcu veya sosyalist görüşleri destekleyen bir kişi veya grupla ilgili de kullanılabilmektedir. He was very interested in left politics. (Sol siyaset ile oldukça ilgilenen bir insandı.) Bırakılan, bırakılmış, kalmış Is there any milk left in the refrigerator? (Buzdolabında hiç süt…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
Kasım Fırsatı Başladı! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!