sadist (isim) Sadist, elezer, acı çektimekten (özellikle cinsel anlamda) hoşlanan kişi Lily has a psychological disorder named sadism. She gets pleasure from hurting people around her. (Lily’in sadizm denilen psikolojik bir rahatsızlığı var. O, etrafındaki insanlara acı çektirmekten keyif alıyor.) My grandfather was a sadist person and he was literally torturing my grandmother. (Büyük babam sadist bir insandı ve büyükanneme resmen eziyet ederdi.) Alan’s sister is sadist but she still can’t accept it. (Alan’ın kız…

Before ne demek? before (edat) önce, evvel, daha önce If I remember rightly, we were sixty-six years old the day before yesterday.(Eğer doğru hatırlıyorsam, dünden önceki gün 66 yaşındaydık.)Besides, it was time to replace some of the things she’d been wearing since before they were married.(Ayrıca, evlenmeden önceki dönemden beri giymekte olduğu bazı şeyleri değiştirmenin zamanı gelmişti.)I worked with him for two years before I discovered who he really was.(Onun gerçekte nasıl biri olduğunu keşfetmeden…

Gelecek zaman, İngilizcede gerek yazı dilinde, gerekse konuşma dilinde en çok karşımıza çıkan zamanlardan biridir. İki farklı kullanım şekli olan gelecek zaman, cümleye -will ya da -be going to takısı eklenerek oluşturulur. Özellikle İngilizce öğrenmeye yeni başlayan öğrencilerin sıklıkla karıştırdıkları gelecek zamanı ve bununla beraber -will ve -be going to kalıplarının farklarını bu yazımızda bol örnek ve bol alıştırma eşliğinde öğreneceksiniz. İngilizce’de Gelecek Zaman (Future Tense) Her dilde olduğu gibi, İngilizce de gelecek zamanda olacak…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!