day (isim) Gün, gündüz, zaman, dönem, devir I don’t even know what day today is. (Bugünün hangi gün olduğunu bile bilmiyorum.) That was the day I married your mother. (İşte o gün, annenizle evlendiğim gündü.) An average of 8 hours of sleep a day is the ideal sleep time for the human body. (Günde ortalama 8 saat uyku, insan vücudu için ideal uyku süresidir.) Mark goes to school during the day, his school ends at…

İngilizce Konuşamamak Terfiye Engel Olmasın: İş İngilizcesinde Özgüven Kazanmanın Yolu Merve, büyük bir ilaç firmasında ürün yöneticisi. İşini seviyor, yıllardır aynı şirkette çalışıyor ve üst düzey yöneticilerle aynı toplantılara katılıyor. Ancak bir sorun var: Toplantı dili İngilizce olduğunda, susmayı tercih ediyor. Çünkü konuştuğunda, cümlelerini toparlayamıyor. “Anlıyorum ama konuşamıyorum.” diyor. Tanıdık geldi mi? Bu yalnızca Merve’nin değil, binlerce beyaz yaka çalışanın yaşadığı bir gerçek. Kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen herkesin önünde aynı engel var: İş İngilizcesinde özgüven…

invalid (sıfat) Geçersiz, yararsız, hasta, malul, sakat Don’t treat me like an invalid or a child, I am a grown man.(Bana sakat ya da çocuk muamelesi yapma, ben yetişkin bir adamım.) The municipal council election was declared invalid.(Belediye meclisi seçimi geçersiz ilan edildi.) This passport seems invalid, please renew your passport.(Bu pasaport geçersiz görünüyor, lütfen pasaportunuzu yenileyin.) I can’t play football or basketball, my legs are invalid, please help me!(Futbol veya basketbol oynayamam, bacaklarım sakat,…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!