Zaman kavramı olmadan yaşamak ne kadar zorsa konuşmak da bir hayli zordur. Tüm dillerde zamanı belirten belli başlı ekler, kelimeler, haller vardır. Bunlar olmasa, örneğin “ben” ve “gelmek” kelimelerinden anlamlı bir cümle oluşturmak istediğimizde “Ben gelmek.” İfadesi eylemin geçmişte mi, şimdi mi yoksa gelecekte mi yapılacağına dair bir ipucu vermez. Bu da bir anlam karışıklığına yol açarak iletişimin önüne geçer. Dolayısı ile tıpkı anadilimizde ve diğer bütün dillerde olduğu gibi “zamanlar” İngilizcenin de temelini oluşturur.…

fast (sıfat) Süratli, hızlı Jack bought a fast car and he is very proud of it. (Jack hızlı bir araba aldı ve bununla gurur duyuyor.) Luna is a really fast Olympic swimmer. (Luna gerçekten hızlı bir olimpik yüzücü.) fast (zarf) Çabuk, hızlı You should act fast if you want to get the job. (Eğer işi almak istiyorsan, hızlı davranmalısın.) Come on, we need to buy concert tickets right now. The seats are filling up fast.…

Nature Türkçe ne demek? nature (isim) doğa, tabiat I go to hiking with my girlfriend almost every month because we love being in nature(Neredeyse her ay kız arkadaşımla doğa yürüyüşüne çıkıyoruz çünkü doğada olmayı çok seviyoruz.) My wife just found an hotel where is the middle of the Finland’s nature.(Karım Finlandiya doğasının göbeğinde bulunan bir otel buldu.) I think the most beautiful thing about Switzerland is its nature.(Bence İsviçre ile ilgili en güzel şey oranın…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!