flow (isim) Akış, cereyan, akım, akıntı The flow of energy between two sides was obvious. (İki taraf arasındaki enerji akışı açıkça görülebiliyordu.) When we left the party, we sat by the river until the water flow stopped. (Partiden çıktıktan sonra su akıntısı durana kadar nehrin yanında oturduk.) It is very difficult to try to swim against the flow. (Akıntıya karşı yüzmeye çalışmak çok zordur.) flow (fiil) Akmak, akmaya başlamak When I saw her, my tears…

try (fiil) Bir şeyi denemek, yapmaya çalışmak Would you please try this shirt?(Bu gömleği dener misiniz lütfen?) Try making sentences shorter when writing.(Yazı yazarken cümleleri daha kısa yapmayı dene.) Student: What is the meaning of try?(Öğrenci: Try ne demek?)Teacher: Try means to attempt to do something.(Öğretmen: Try bir şeyi yapmayı denemek demektir.) Bir şeyin başarısını, uygunluğunu veya sonucunu test etmek The new keyboard is great. You should try it.(Yeni klavye harika. Onu denemelisin.) They will…

dark (isim/sıfat) Kara, karanlık, koyu, belirsiz, izbe, ışıksız Come home before it gets dark, I need to talk to you about an important issue. (Hava kararmadan eve gel, seninle önemli bir konu hakkında konuşmalıyım.) When Alex disappeared in the forest, she was terrified of the dark and wild animals. (Alex ormanda kaybolduğunda karanlıktan ve vahşi hayvanlardan çok korkmuştu.) Dark clouds covered the sky, I guess it will rain. (Kara bulutlar gökyüzünü kapladı, sanırım yağmur yağacak.)…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!