fair (isim)

  1. Panayır, fuar, festival
  • I am so excited to go to the fair tonight.
    (Bu gece panayıra gitmek için çok heyecanlıyım.)
  • Jacob said he will be at a fair this weekend.
    (Jacob bu haftasonu bir festivalde olacağını söyledi.)
  • The children want to be at fair on this month.
    (Çocuklar bu ay fuarda olmak istiyor.)
  • Our company has a great role in the upcoming fair. We all should be careful.
    (Önümüzdeki fuarda firmamızın büyük bir rolü var. Hepimiz dikkatli olmalıyız.)

fair (sıfat)

  1. Dürüst, adaletli, adil
  • I don’t think you are fair to your workers.
    (İşçilerinize adil olduğunuzu sanmıyorum.)
  • Student: What is the meaning of fair?
    (Öğrenci: Fair ne demek?)
    Teacher: Fair is free from bias, dishonesty, or injustice .
    (Öğretmen: Önyargı, sahtekarlık veya adaletsizlikten uzak demektir.)
  1. Açık (ten)

Nancy has beautiful, fair face. Everybody admires her.
(Nancy’nin güzel ve açık tenli bir yüzü var. Herkes ona hayran.)

Fair Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • Make a fair copy of: Temize çekmek
  • Become fair: Güzellemek
  • Demand one’s fair share: Hakkını aramak
  • Speak fair: Samimi konuşmak

Fair Ne Demek? Fair Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Just
  • Equitable
  • Unbiased
  • Light-coloured
  • Festival
  • Carnaval

Fair Ne Demek? Fair Kelimesi ile Zıt Anlamlı Kelimeler

  • Biased
  • Impolite
  • Rude
  • Unlawful
  • Cloudy
  • Deceitful
  • Intolerable
  • Subjective
  • Unreasonable
  • Dark

Yorum Yaz