forever (zarf) Daima, ilelebet, ebediyen, sonsuza kadar, sonsuza dek, her zaman Human beings can not live forever.(İnsanlar sonsuza kadar yaşayamaz.) Susan and Jim are going to be best friends forever.(Susan ve Jim sonsuza dek en yakın arkadaş olarak kalacaklar.) Jane told her only secret to Sean and Sean promised her to keep his secret forever.(Jane, Sean’a tek sırrını söyledi, Sean ise Jean’in sırrını ilelebet saklayacağına söz verdi.) If you don’t want to lose him forever,…

Ana dilimiz Türkçeyle birçok anlamda farklılık gösteren İngilizcede saatler de farklı şekillerde belirtilmektedir. AM ve PM kullanımı belirtmek istediğimiz saati daha rahat ifade etmemiz sağlar. Bu anlamda iki farklı zaman dilimi kullanılan İngilizcede bizde tam bir 24 saatle ifade edilen gün; 12’şer saatlik iki farklı yarıya bölünmüştür. https://youtu.be/r08k3DnHRXw Örneğin saat akşam 9’dan bahsederken 21.00 gibi bir kullanım İngilizcede yanlış olacaktır. Sabah 9’u akşam 9’dan ayırırken bu noktada devreye “AM’’ ve “PM’’ kalıpları girmektedir. Gerek günlük…

real (sıfat) Gerçek Those things that I saw were real. (Gördüğüm o şeyler gerçekti.) He is a real professional in butchery. (O kasaplıkta gerçek bir profesyonel.) This novel has been adapted from real experiences. (Bu roman gerçek tecrübelerden uyarlanmış.) This necklace is made of real emerald. (Bu kolye gerçek zümrütten yapılmış.) You should notice the real world. (Gerçek dünyanın farkına varmalısın.) Doğru dürüst Looks like the things you suffered from made you a real person.…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!