alone (sıfat) Yalnız, kimsesiz I was alone in the dark street and it was very frightening. (Karanlık sokakta tek başımaydım ve bu çok korkutucuydu.) It’s sad to see him so alone in that crowded friend group. (Onu o kalabalık arkadaş grubunda bu kadar yalnız görmek üzücü.) You can sit because I don’t want to eat alone tonight. (Oturabilirsin çünkü bu akşam yalnız yemek istemiyorum.) Rakipsiz She was alone in the Statistics class in almost the…

vip (isim) Çok önemli kimse, büyük şahsiyet I felt like a VIP because of the high quality service. (Yüksek hizmet kalitesi yüzünden kendimi VIP gibi hissettim.) We couldn’t go there because it is the VIP entrance. (Oradan gidemedik çünkü orası VIP girişi idi.) A SEAL team has landed in Afghanistan for a VIP rescue mission. (Bir SEAL takımı VIP kurtarma görevi için Afganistan’a indi.) A VIP convoy has just passed us and it blocked the…

İngilizce hastalıklar, kelime bilginizi geliştirmek için hastalık ve hastalık isimlerini öğrenin. İngilizce konuşulan bir ülkede hasta olduysanız veya sahip olduğunuz bir hastalık hakkında biriyle konuşmak istiyorsanız, o zaman İngilizce hastalık isimlerini bilmek sizin için çok faydalı olacaktır. Bu aynı zamanda tıp ve insan vücudu hakkında bilgi almak isteyen ve konuyla ilgili metinleri okumak veya İngilizce TV programlarını izlemek için çok kullanışlı olan ve herkes için gerçekten yararlı bilgiler. Şimdi sizler için hazırladığımız İngilizce hastalık isimlerine…