smile (fiil) Gülümsemek, tebessüm etmek I fell in love with her because she took my breath away from me when she smiled.(Ona aşık oldum çünkü o güldüğünde nefesimi benden aldı.) You smile so cute and your smile looks just like your mother, child.(Çok sevimli gülüyorsun ve gülüşün aynı annene benziyor çocuğum.) When i was 6 years old, i had a very cute dog and it was alway smile.(Ben 6 yaşındayken, çok şirin bir köpeğim vardı…

art (isim) Sanat, beceri, maharet, ustalık He is an art professor at Boston University(O, Boston Üniversitesi’nde sanat profesörüdür.) My father’s art collection is unique and very valuable.(Babamın sanat koleksiyonu eşsiz ve çok değerlidir.) Nobody understood Van Gogh’s art in his time, but he is now one of the most famous painters in the world.(Van Gogh’un sanatını kendi döneminde kimse anlamamıştı, ancak o artık dünyanın en ünlü ressamlarından biri.) Student: What is the meaning of art?(Öğrenci:…

Mizah kültürden kültüre farklılıklar gösterir. Bizi güldüren şeyler başka bir kültürü güldürmeyebilir. Ancak bu listede yer alan İngilizce komik sözler evrensel normları yakalamaya aday gibi görünüyor. Eğer güldürmek istediğiniz kişiye aynı zamanda aşıksanız, İngilizce aşk sözleri yazımızı ziyaret edebilirsiniz. İngilizce Komik Sözler ‘‘Life is short. Smile while you still have teeth.’’”Hayat kısa. Henüz dişlerin varken gülümse.”‘‘Behind every successful man is a surprised woman.’’‘‘Her başarılı erkeğin arkasında şaşırmış bir kadın vardır.’’‘‘Am I perfect? No. But am…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!