old (sıfat/fiil/isim)

  1. Eski, yaşlı, ihtiyar
  • Alice’s parents are very old and kind people.
    (Alice’in anne ve babası oldukça yaşlı ve kibar insanlar.)
  • I donated my old shoes to charity, I hope it goes to someone in need.
    (Eski ayakkabılarımı hayır kurumuna bağışladım, umarım ihtiyacı olan birine gider.)
  • The professor was touched because she remembered the old times.
    (Profesör, eski günleri hatırladığı için duygulandı.)
  • Old people should be carefull about Covid-19, Coronavirus is effect them badly according to younger.
    (Yaşlı insanlar Covid-19 konusunda dikkatli olmalılar, koronavirüs onları gençlere göre daha kötü etkiliyor)
  • Student: What is the meaning of old?
    (Öğrenci: Old ne demek?)
    Teacher: Old meaning is aged .
    (Öğretmen: Yaşlı demektir.)
  1. Yaşlanmak, eskimek
  • My father-in-law got grumpier as he got older.
    (Kayınpederim yaşlandıkça daha da huysuzlaştı.)
  • Mark changed the old strap of his grandfather’s watch.
    (Mark, büyükbabasının saatinin eski kayışını değiştirdi.)

Old Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • Grow old: Yaşlanmak
  • Become old: Eskimek
  • Be an old hand at: Bir konuda bayağı tecrübeli olmak
  • Pay off old scores: Hesaplaşmak
  • Become an old maid: Evde kalmak
  • Old seadog: Deniz kurdu

Old Ne Demek? Old Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Aged
  • Ancient
  • Decrepit
  • Elderly
  • Gray
  • Mature
  • Tired
  • Venerable

Old Ne Demek? Old Kelimesi ile Zıt Anlamlı Kelimeler

  • Green
  • New
  • Modern
  • Current
  • Young
  • Fresh
  • Late
  • Inexperienced
  • Recent
  • Youthful
  • Up-to-date
  • Late

Yorum Yaz