old (sıfat/fiil/isim)
- Eski, yaşlı, ihtiyar
- Alice’s parents are very old and kind people.
(Alice’in anne ve babası oldukça yaşlı ve kibar insanlar.)
- I donated my old shoes to charity, I hope it goes to someone in need.
(Eski ayakkabılarımı hayır kurumuna bağışladım, umarım ihtiyacı olan birine gider.)
- The professor was touched because she remembered the old times.
(Profesör, eski günleri hatırladığı için duygulandı.)
- Old people should be carefull about Covid-19, Coronavirus is effect them badly according to younger.
(Yaşlı insanlar Covid-19 konusunda dikkatli olmalılar, koronavirüs onları gençlere göre daha kötü etkiliyor)
- Student: What is the meaning of old?
(Öğrenci: Old ne demek?)
Teacher: Old meaning is aged .
(Öğretmen: Yaşlı demektir.)
- Yaşlanmak, eskimek
- My father-in-law got grumpier as he got older.
(Kayınpederim yaşlandıkça daha da huysuzlaştı.)
- Mark changed the old strap of his grandfather’s watch.
(Mark, büyükbabasının saatinin eski kayışını değiştirdi.)
Old Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Grow old: Yaşlanmak
- Become old: Eskimek
- Be an old hand at: Bir konuda bayağı tecrübeli olmak
- Pay off old scores: Hesaplaşmak
- Become an old maid: Evde kalmak
- Old seadog: Deniz kurdu
Old Ne Demek? Old Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Aged
- Ancient
- Decrepit
- Elderly
- Gray
- Mature
- Tired
- Venerable
Old Ne Demek? Old Kelimesi ile Zıt Anlamlı Kelimeler
- Green
- New
- Modern
- Current
- Young
- Fresh
- Late
- Inexperienced
- Recent
- Youthful
- Up-to-date
- Late