fake (fiil)

  1. Numara yapmak, kandırmak
  • When I was little and I didn’t want to go to school, I fake to be a sick person.

(Küçükken okula gitmek istemediğimde hasta olmuş gibi davranırdım.)

  • He is a complete phoney, he fake up all of this.

(O tam bir sahtekar, tüm bunları uyduruyor.)

fake (isim / sıfat)

  1. Sahte, taklit
  • This is just a fake account, you don’t need to take it’s comments seriously.

(Bu sadece sahte bir hesap, onun yorumlarını ciddiye almana gerek yok.)

  • I painted my finger with fake blood on Halloween.

(Parmağımı cadılar bayramında sahte kanla boyadım.)

Fake Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • Fake up: Uydurmak
  • Fake someone out of something: Birinden bir şeyi kandırarak almak
  • Fake an injury: Sakatlanmış numarası yapmak
  • Fake account: Sahte hesap
  • Fake check: Karşılıksız çek
  • Fake marriage: Anlaşmalı/sahte evlilik
  • Fake cry: Yalandan ağlamak

Fake Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Forgery
  • Pretend
  • Counterfeit
  • Copy
  • Sham
  • Fraud
  • Mock-up
  • Phoney
  • Dummy