fake (fiil)
- Numara yapmak, kandırmak
- When I was little and I didn’t want to go to school, I fake to be a sick person.
(Küçükken okula gitmek istemediğimde hasta olmuş gibi davranırdım.)
- He is a complete phoney, he fake up all of this.
(O tam bir sahtekar, tüm bunları uyduruyor.)
fake (isim / sıfat)
- Sahte, taklit
- This is just a fake account, you don’t need to take it’s comments seriously.
(Bu sadece sahte bir hesap, onun yorumlarını ciddiye almana gerek yok.)
- I painted my finger with fake blood on Halloween.
(Parmağımı cadılar bayramında sahte kanla boyadım.)
Fake Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Fake up: Uydurmak
- Fake someone out of something: Birinden bir şeyi kandırarak almak
- Fake an injury: Sakatlanmış numarası yapmak
- Fake account: Sahte hesap
- Fake check: Karşılıksız çek
- Fake marriage: Anlaşmalı/sahte evlilik
- Fake cry: Yalandan ağlamak
Fake Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Forgery
- Pretend
- Counterfeit
- Copy
- Sham
- Fraud
- Mock-up
- Phoney
- Dummy