fair (isim)
- Panayır, fuar, festival
- I am so excited to go to the fair tonight.
(Bu gece panayıra gitmek için çok heyecanlıyım.) - Jacob said he will be at a fair this weekend.
(Jacob bu haftasonu bir festivalde olacağını söyledi.) - The children want to be at fair on this month.
(Çocuklar bu ay fuarda olmak istiyor.) - Our company has a great role in the upcoming fair. We all should be careful.
(Önümüzdeki fuarda firmamızın büyük bir rolü var. Hepimiz dikkatli olmalıyız.)
fair (sıfat)
- Dürüst, adaletli, adil
- I don’t think you are fair to your workers.
(İşçilerinize adil olduğunuzu sanmıyorum.) - Student: What is the meaning of fair?
(Öğrenci: Fair ne demek?)
Teacher: Fair is free from bias, dishonesty, or injustice .
(Öğretmen: Önyargı, sahtekarlık veya adaletsizlikten uzak demektir.)
- Açık (ten)
Nancy has beautiful, fair face. Everybody admires her.
(Nancy’nin güzel ve açık tenli bir yüzü var. Herkes ona hayran.)
Fair Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar
- Make a fair copy of: Temize çekmek
- Become fair: Güzellemek
- Demand one’s fair share: Hakkını aramak
- Speak fair: Samimi konuşmak
Fair Ne Demek? Fair Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Just
- Equitable
- Unbiased
- Light-coloured
- Festival
- Carnaval
Fair Ne Demek? Fair Kelimesi ile Zıt Anlamlı Kelimeler
- Biased
- Impolite
- Rude
- Unlawful
- Cloudy
- Deceitful
- Intolerable
- Subjective
- Unreasonable
- Dark