done (sıfat)

  1. Bitmiş, sona ermiş
  • After you finished your last two articles, you are done for today.

(Son iki makaleni de bitirdikten sonra, bugünlük işin sona eriyor.)

  • This assignment must be done until first week of the next month.

(Bu ödev gelecek ayın ilk haftasına kadar bitmiş olmalı.)

  • I don’t think it will be done in an appropriate way.

(Bunun uygun bir yolla sona ereceğini sanmıyorum.)

  1. Pişmiş
  • How would you like your steak? Well done, medium or rare?

(Bifteğinizi nasıl istersiniz? İyi pişmiş, orta veya az pişmiş?)

  • After the meat is done, you need to take it out from the grill immediately.

(Et piştikten sonra, eti ızgaradan hemen alman gerekiyor.)

  • The vagetables of this meal should be done in a five to seven minutes.

(Bu yemeğin sebzelerinin beş ila yedi dakikada pişmesi gerekiyor.)

Done Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Complete
  • Completed
  • Concluded
  • Down
  • Ended
  • Finished
  • Over
  • Over with
  • Terminated
  • Through
  • Up