done (sıfat)
- Bitmiş, sona ermiş
- After you finished your last two articles, you are done for today.
(Son iki makaleni de bitirdikten sonra, bugünlük işin sona eriyor.)
- This assignment must be done until first week of the next month.
(Bu ödev gelecek ayın ilk haftasına kadar bitmiş olmalı.)
- I don’t think it will be done in an appropriate way.
(Bunun uygun bir yolla sona ereceğini sanmıyorum.)
- Pişmiş
- How would you like your steak? Well done, medium or rare?
(Bifteğinizi nasıl istersiniz? İyi pişmiş, orta veya az pişmiş?)
- After the meat is done, you need to take it out from the grill immediately.
(Et piştikten sonra, eti ızgaradan hemen alman gerekiyor.)
- The vagetables of this meal should be done in a five to seven minutes.
(Bu yemeğin sebzelerinin beş ila yedi dakikada pişmesi gerekiyor.)
Done Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Complete
- Completed
- Concluded
- Down
- Ended
- Finished
- Over
- Over with
- Terminated
- Through
- Up