book (fiil)

  1. Ayırtmak, rezervasyon yaptırmak
  • I booked a dinner for both of us at the best restaurant in the city.

(Şehrin en iyi restoranında ikimiz için bir akşam yemeği rezervasyonu yaptırdım.)

  • I booked that shoe I wanted 3 months ago.

(İstediğim o ayakkabıyı 3 ay önce ayırttım.)

book (isim)

  1. Kitap, defter
  • Clair is excitedly reading her new book in her room, I think it’s a page-turner.

(Clair odasında heyecanla yeni kitabını okuyor, sanırım kitap çok sürükleyici.)

  • Reading books expands the imagination.

(Kitap okumak hayal gücünü geliştirir.)

Book Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Kullanılmasıyla Ortaya Çıkan Yapılar

  • By the book: Kitabına göre, usulüne uygun
  • Book a flight: Uçak bileti ayırtmak
  • Book someone into a hotel: Biri için otelde rezervasyon yapmak
  • Book time off: İşten izin almak
  • Cash book: Kasa defteri
  • Comic book: Çizgi roman

Book Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Publication
  • Title
  • Log
  • Manual
  • Novel
  • Guide
  • Reserve
  • Hire
  • Order
  • Charter