flow (isim) Akış, cereyan, akım, akıntı The flow of energy between two sides was obvious. (İki taraf arasındaki enerji akışı açıkça görülebiliyordu.) When we left the party, we sat by the river until the water flow stopped. (Partiden çıktıktan sonra su akıntısı durana kadar nehrin yanında oturduk.) It is very difficult to try to swim against the flow. (Akıntıya karşı yüzmeye çalışmak çok zordur.) flow (fiil) Akmak, akmaya başlamak When I saw her, my tears…

And ne demek? and (bağlaç – zarf) ve, ile, sonra, sonrasında, daha sonra, artı, durmadan, gittikçe My uncle came home and entered his room after watching us all for a long time.(Amcam eve geldi ve hepimizi uzun süre izledikten sonra odasına girdi.)Sully and Mike didn’t even realize they were heading for a huge adventure.(Sully ile Mike büyük bir maceraya doğru yola çıktıklarının farkında bile değildi.)When I ask you a question, look at my face and…

match (isim) Maç I am so excited to watch the final match. (Final maçını izlemek için çok heyecanlıyım.) Nancy said she will be at a football match this weekend. (Nancy bu haftasonu bir futbol maçında olacağını söyledi.) We should need to win tomorrow’s qualifying match to go through the next round. (Bir sonraki aşamaya geçmemiz için yarınki eleme maçını yenmeliyiz.) Kibrit I don’t know why I have a box of matches with me. (Neden yanımda…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

Hemen E-posta Adresini Gir, 3 Ücretsiz Deneme İngilizce Dersini Hemen Al!
3 Ücretsiz İngilizce Deneme Dersi Hediye!