Spot Türkçe ne demek?
spot (isim/fiil)
- leke, benek, nokta, sivilce, reklam, peşin
- Did you saw my old bag? It was a green bag, with a red spot on it.
(Eski çantamı gördün mü? Üzerinde kırmızı nokta olan yeşil bir çantaydı.)
- There is always a spot on my glasses and it drives me crazy.
(Gözlüklerimde her zaman bir leke oluyor ve bu beni deli ediyor.)
- fark etmek, görmek, ayırt etmek, saçmak, atamak, yerini saptamak
- I spotted Carl came to this the party. Did he leave early or is he still around?
(Carl’ın bu partiye geldiğini fark ettim. Erken mi ayrıldı yoksa hala buralarda mı?)
- Student: What does spot means?
(Öğrenci: Spot ne demek?)
Teacher: Spot means to see.
(Öğretmen: Spot görmek demektir.)
Spot Kelimesinin Diğer Sözcüklerle Oluşturduğu Yapılar
- hit the spot: canına değmek
- be nailed to the spot: mıhlanmak
- be on the spot: olayın geçtiği yerde bulunmak
- dot-spot: beneklemek
- spot-check: rastgele kontrol etmek
- spot a problem: bir sorun tespit etmek
- spot the target: hedefi belirlemek
- soft spot: zayıf nokta
- black spot: karaltı
- spotlight: sahne ışıkları
Eş Anlamlı Kelimeler
- summit
- rendezvous
- hiding place
- holy place
- grave
- topographic point
- hole-in-the-wall
- see
- observe
- blackhead
Zıt Anlamlı Kelimeler
- upgrade
- downgrade
- undecided
- undetected