great (sıfat)

  1. Harika, müthiş, mükemmel
  • I had a great history teacher back in highschool.

(Lisede harika bir tarih öğretmenim vardı.)

  • You are the greatest mother of the world.

(Sen dünyanın en mükemmel annesisin.)

  • I hope we will make a great profit this year.

(Bu yıl müthiş bir kâr elde edeceğimizi umuyorum.)

  1. Büyük, fazla, çok
  • There are two types of crates in garage, the small ones and the great ones

(Garajda küçük ve büyük olmak üzere iki tip sandık var.)

  • Ten thousand dollars is great money in Turkey’s conditions.

(On bin dolar Türkiye şartlarında çok büyük bir para.)

  • A great blodshed occurred in highschool shooting.

(Okuldaki silahlı saldırıda büyük bir katliam meydana geldi.)

Great Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler

  • Accomplished
  • Aace
  • Adept
  • Compleat
  • Complete
  • Consummate
  • Crack
  • Crackerjack
  • Educated
  • Experienced
  • Expert
  • Good
  • Master
  • Masterful
  • Masterly
  • Practiced (also practised)
  • Professed
  • Proficient
  • Skilled
  • Skillful
  • Versed
  • Veteran
  • Virtuos
  • Big
  • High
Akıcı İngilizce Konuşmaya Hazır Mısın? 3 Ayda İngilizce Öğren!
57 SAATTE AKICI İNGİLİZCE