trend (isim)
- Akım, moda
- Hot colours is the new trend in fashion.
(Sıcak renkler şimdi yeni moda.)
- The new trends in public health had shown up after the pandemic.
(Pandemiden sonra halk sağlığı alanında yeni akımlar ortaya çıkmaya başladı.)
- Posting childhood photos became a new trend in social media.
(Çocukluk fotoğraflarını paylaşmak sosyal medyada yeni bir trend haline geldi.)
- Yönelim, meyil
- The trend of the valley reach out toward the coastline.
(Vadinin yönelimi sahil şeridine kadar uzanmaktadır.)
trend (ekonomi)
- İndeks, eğilim
- The oil prices are in an increasing trend.
(Petrol fiyatları yükselme eğiliminde.)
trend (fiil)
- Eğilim göstermek
- Opinions of Europeans are trending to shift to the right wing.
(Avrupalıların siyasi görüşleri sağ kanada kayma eğilimi gösteriyor.)
- The oil prices are trending an increase.
(Petrol fiyatları yükselme eğilimi gösteriyor.)
- Meyletmek
- The valley trends towards the coastline.
(Vadi kıyı şeridine doğru meyletmektedir.)
Trend İçin Eş Anlamlı Kelimeler
- Direction
- Drift
- Tendency
- Buzz
- Incline
- Tend