smile (fiil) Gülümsemek, tebessüm etmek I fell in love with her because she took my breath away from me when she smiled.(Ona aşık oldum çünkü o güldüğünde nefesimi benden aldı.) You smile so cute and your smile looks just like your mother, child.(Çok sevimli gülüyorsun ve gülüşün aynı annene benziyor çocuğum.) When i was 6 years old, i had a very cute dog and it was alway smile.(Ben 6 yaşındayken, çok şirin bir köpeğim vardı…
Etiket