slim (sıfat)
- Küçük, zayıf, ince
- I fell in love with a t-shirt in the store but unfortunately, there were no slim size left.
(Mağazadaki bir t-shirte aşık oldum ama maalesef küçük bedeni kalmamıştı.)
- I am on a diet so in the breakfast, I eat a slim cheese, third or four olives, one boiled egg, some tomatoes and cucumbers and a slice of bran bread.
(Diyette olduğum için kahvaltıda küçük miktar peynir, üç yada dört zeytin, bir haşlanmış yumurta, biraz domates salatalık ve bir dilim kepek ekmeği yiyorum.)
- I bought a ticket but there is only a slim chance to win this lottery.
(Bir piyango bileti aldım ancak piyangoyu kazanmak için oldukça küçük bir şansım var.)
slim (fiil)
- Küçük bir görünüm vermek
- I think they slimmed these pancakes in the advertisements.
(Bence reklamlardaki pankeklere küçük bir görünüm veriyorlar.)
Slim Kelimesi ile Eş Anlamlı Kelimeler
- Fine
- Hairline
- Narrow
- Needlelike
- Paper-thin
- Skinny
- Slender
- Slim-jim
- Thin
- Ultrathin