People Türkçe ne demek? people (isim) insanlar, toplum, ulus, insanlık Despite the horrors she witnessed, Anne Frank never lost her faith in people.(Tanık olduğu dehşetli olaylara rağmen, Anne Frank insanlığa karşı olan inancını hiçbir zaman kaybetmedi.) The 1920s to 1950s renderings of what people thought the future would look like are full of things like personal jetpacks and flying cars.(1920li yıllardan 1950’li yıllara kadarki dönemde insanların geleceğin neye benzeyeceği ile ilgili yorumlar tamamen uçan arabalar…

nude (sıfat) Çıplak Nude sunbathing is usually not allowed in beaches. (Çıplak güneşlenmek genelde plajlarda izin verilmez.) I think she is so brave for her nude poses we saw in a magazine. (Bir dergide gördüğümüz çıplak pozları için çok cesur olduğunu düşünüyorum.) nude (isim) Çıplak insan vücudu, çıplaklık, çıplak kimse I don’t feel comfortable seeing nude in the photograph exhibition. (Fotoğraf sergisinde çıplaklık görmek beni rahatsız ediyor.) Children shouldn’t see nude in TVs. (Çocuklar televizyonda…

light (isim) Aydınlık, ışık Christopher reads a book to his daughter every night until she falls asleep and then he turns off the light. (Christopher her gece kızına, o uyuya kalana kadar kitap okur sonra da ışığı kapatır.) The sun is rising, you can see its light from the window. (Güneş doğuyor, ışığını pencereden görebilirsin.) light (sıfat) Açık (renk), hafif Samanta handed him a light blue shirt. (Samanta ona açık mavi bir gömlek verdi.) I…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!