beach (isim) Sahil, kumsal, plaj, kıyı, kara When we went to the beach we saw that many jellyfish had hit the shore. (Plaja gittiğimizde birçok denizanasının sahile vurmuş olduğunu gördük.) Beach volleyball is my favorite sport and we play beach volleyball every summer. (Plaj voleybolu en sevdiğim spordur ve biz her yaz plaj voleybolu oynarız.) Next time you go to the beach, don’t forget to take your sunscreen with you. (Bir dahaki sefere sahile gittiğinizde,…

Official Türkçe ne demek? official (isim/sıfat) memur, yetkili, resmi görevli, memura yaraşır, memuriyete ilişkin When we asked the official to help us, she treated us as if we wanted her life.(Yetkiliden bize yardım etmesini istediğimizde, bize onun canını istemişiz gibi davrandı.) This is an official service crime and only a government official can commit this crime.(Bu memuriyete ilişkin bir suçtur ve bu suçu ancak bir devlet memuru işleyebilir.)He had some problem with officials.(Yetkililerle bazı sorunları…

nice (sıfat) Sevimli, güzel, hoş She looks so nice with her new hairstyle.(Yeni saç tarzıyla çok hoş görünüyor.) The movie we watched last night was really nice.(Dün gece izlediğimiz film gerçekten güzeldi.) Nazik, kibar, latif The way he act was very nice to her.(Ona davranış şekli gerçekten çok kibardı.) It was very nice of him to drive you home.(Onu eve bırakması çok kibardı.) Student: What is the meaning of nice?(Öğrenci: Nice ne demek?)Teacher: Nice means…

İngilizce Öğrenme Rehberiniz:
Güncel Yazılar, İpuçları ve Kaynaklar

SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!
SON GÜN! İngilizce Eğitimde NET %50 İNDİRİM!